2 Kasım 2014 Pazar
Dikkat!!
Ana sayfayı aşağı sürükledikten sonra Önceki Kayıtlar kısmına basınca Çeşme Kalesinden sonraki kısımlar gözükmüyor. Oraları okumak için blog arşivinden teker teker girmeniz gerekmektedir. İyi okumalar :):)
Sketch Up
1. GÜN
3. GÜN
Sketch Up programını öğreten bir başka video ise "Tools and Techniques"dir. Bu videoda Sketch Up'ın Layout, Style Builder, boolean ve yüzey deformasyon özellikleriyle tanıştım.
Belirli bir yüzeyi 3 boyutlu defrome edebiliyoruz veya başka bir cisme adapte edebiliyoruz.
İlk olarak teknoloji stajıma Sketch Up programıyla başladım. Lynda.com sitesinin Sketch Up 2013 Essential Training videosunun ilk yarısını izledim. Bu videoda öncelikle modelleme programlarının çalışma mantığını öğrendim. Sonra da çizgi çizmeyi, poligon çıkartmayı, bunların yükseklikleriyle istediğim gibi oynamayı öğrendim. Diğer modelleme programlarından farklı olarak Sketch Up, bir çizimin yüksekliğini veya genişliğini çok rahat bir şekilde çekiştirme yöntemiyle değiştirebiliyor.
Aynı zamamda bir çizimde katmanlar ya da kot farkı oluşturmak istiyorsak, o çizimin üstüne başka bir şey çizip oradan oyuk açma yöntemiyle de istediğimiz şekilde yükseklik farkı verebiliyoruz.
Yazı yazmak istersek onu da 3. boyuta istediğimiz gibi çıkarabiliyoruz.
2. GÜN
Sketch Up 2013 Essential Training videosuyla devam ediyorum. Videonun devamında bir model üzerine madde atamayı, o renge boyamayı, mobilya veya çit eklemeyi, bir plan üzerinden modelleme yapmayı ve silindirik bir yüzeye fotoğraf atamayı öğrendim. Sketch Up programının; mimarlık ve iç mimarlık meslekleri için kolay anlaşılabilir ve uygulanabilir özellikleri var. Mobilya ve malzeme açısından çok zengin ve sunum açısından da görsel olarak gerçeklik hissi çok kuvvetli.
3. GÜN
Sketch Up programını öğreten bir başka video ise "Tools and Techniques"dir. Bu videoda Sketch Up'ın Layout, Style Builder, boolean ve yüzey deformasyon özellikleriyle tanıştım.
Belirli bir yüzeyi 3 boyutlu defrome edebiliyoruz veya başka bir cisme adapte edebiliyoruz.
2 veya daha fazla cismi birbiriyle kesiştirip birleştirebiliyoruz veya birbirlerinden çıkartabiliyoruz.
Sunumlarımızı yapabilmek için ayrı olarak Layout programından yararlanıyoruz. Paftamıza koymak için istediğimiz çizimi, seçtiğimiz çizgi kalınlıklarıya ya da çizgi stilleriyle layoutta hazırlayabiliyoruz.
Diğer bir alt program olarak da Style Builder'ı görüyoruz. Bu programda da çizimimizi farklı çizgi kalınlıklarıya ve tonlarıya belli ederek makerla çizilmiş görünümü verebiliyoruz.
Autocad
5. GÜN
Lynda.com'un Autocad 2014 Essentials 01-02-03-04-05-06 videoları Autocad programının temelinden sunum yapabilecek düzeye kadar gelişmemize yardımcı oluyor.
İlk başta temel kullanım bilgilerinden bahsediyor. Düz çizgi, çokgen, daire çizmeyi ve ölçü almayı gösteriyor.
İlk başta temel kullanım bilgilerinden bahsediyor. Düz çizgi, çokgen, daire çizmeyi ve ölçü almayı gösteriyor.
Bunun yanı sıra kapı ve mobilya çizmeyi öğretirken farklı çizim komutlarını ve taramaları gösteriyor.
6. GÜN
3. videoda layer kullanımı, array ve array polar komutlarını gösteriyor.
7. GÜN
4. videoda yazı yazmayla ilgili bilgiler veriyor. Yazının kaplayacağı alanı ayarlamayı, butonlar koymayı, çizdiğimiz alanla ilgili bilgiler vermek için kullanacağımız okları, yarı çap ve ölçü bilgisi vermeyi öğretiyor.
8. GÜN
5. videoda başka bir dwg veya jpeg dosyasını aktarmayı gösteriyor.
9. GÜN
6. videoda sunum için layout bilgilerini veriyor.
Agora
10. GÜN
Yaz stajımın 10. gününde İzmir Agora'sını gezmeye başladım. Ben ilkokuldayken okulla bu antik yeri gezdiğimizde sadece oradaki kalıntıların ne kadar eski olduğuna ve kazılar için ne kadar emek harcadıklarına dikkat etmiştim. Şimdi ise farklı bir bakış açısıyla incelediğimde eski kültürlerden ne kadar iz taşıdığını ve öneminin ne kadar büyük olduğunu anlamış oldum. Ne yazık ki hak ettiği ilgiyi göremiyor. Hem yeri itibariyle hem de halkımızın kültürel merakının az olması yüzünden her gittiğimde boş bulduğum Agora, 165-200 m uzunluğunda dikdörtgen şeklindedir. Antik yunan zamanından kalma bu alan, Helenistik dönemden de izler taşır. O zamanlar şehir düzeninde grid sistem daha kullanılmaya başlanmamasına rağmen Agora'nın dikdörtgen şeklinde şehrin tam merkezinde olması dikkat çekicidir.
Agora'ya girdiğinizde giriş süsü olarak 2 yanda aslan heykelleri görüyorsunuz. Bu heykeller mekana sehvetli bir hava katiyor. Hayvan figurlerinin kotu ruhlari kacirdigi inanci yuzunden her yerde yaygindirlar.
Basilica ve çarşı alanı o zamanlar zemin üzerindeyken şimdi yer altında kalmışlardır. Agora'nın Basilica kısmında hala kazılara devam edildiği için tamamını gezemiyoruz. Fakat görebildiğimiz yerlerde taştan yapılmış kemerlere rastlıyoruz. Bu kemerler tonozlu üst yapıya sahiptir. O zamanlar çimento ve beton gibi malzemelere sahip olmamalarına rağmen çimentoya benzer bir maddeyle taşları birbirlerine yapıştırıyorlar. Sonraki kuşak restorasyonlarıya Basilica'nın altını mermerle kaplıyorlar. Buraya bodrum katı da deniyor. Işıklandırma için Helenistik dönem etkisi olan dikdörtgen pencereler açıyorlar. Mimari çözümün yetmediği yerlerde de meşalelerden yararlanıyorlar.
Capraz tonozlar, kaburga tonozlara gore daha az aciklik ve yukseklik gecebiliyorlar. O zamanlarda kaburga tonoz bulunamadigindan capraz tonoz kullanilmis ve zeminin altinda bir mekan olusturmustur. Aslinda kapali olmamasina ragmen kapaliymis hissi vermistir.
11. GÜN
Agora'nın tam kapanma saatinde gittiğim için çarşı alanını gezmeye başka bir günümü ayırdım. Bu alan benim en çok etkilendiğim alandı. Şu an bu alan zeminin altında kaldığı için demir bir merdivenle aşağı iniyorsunuz. Üstünüzden Basilica'daki gibi kemerler geçiyor ve her yer birbirine bağlanıyor. Beni en çok şaşırtan başka bir özelliği de bir su sistemi yapmışlar ve o hala çalışır halde. Yürürken yanınızdan sular akıyor.
Kemerler yapilirken hic bir yapistirma malzemesi kullanilmamistir ortadaki kilit tasiyla birbirlerine yuk aktarimi yaparak ayakta dururlar. Kemerler yarim daire degil de eliptik oldugundan yine fazla aciklik cikamazlar.
12. GÜN
Agora gezimin 3. gününde araştırmama Agora'da verilen bilgileri okuyarak devam ettim. Bu bilgilerde Basilica'nın bodrum katında 4 galeri olduğu ve 55 kemerden oluştuğu yer alıyor.
Agora yeri itibariyle eğimli bir araziye kurulmuştur. Avluda önemli kişiler, günler ve anlaşmalar için dikilen basamaklı anıtlar, heykeller vardır. Basilica'nın bodrum katında da yargı işleri yürütülürdü.
Yaz stajımın 10. gününde İzmir Agora'sını gezmeye başladım. Ben ilkokuldayken okulla bu antik yeri gezdiğimizde sadece oradaki kalıntıların ne kadar eski olduğuna ve kazılar için ne kadar emek harcadıklarına dikkat etmiştim. Şimdi ise farklı bir bakış açısıyla incelediğimde eski kültürlerden ne kadar iz taşıdığını ve öneminin ne kadar büyük olduğunu anlamış oldum. Ne yazık ki hak ettiği ilgiyi göremiyor. Hem yeri itibariyle hem de halkımızın kültürel merakının az olması yüzünden her gittiğimde boş bulduğum Agora, 165-200 m uzunluğunda dikdörtgen şeklindedir. Antik yunan zamanından kalma bu alan, Helenistik dönemden de izler taşır. O zamanlar şehir düzeninde grid sistem daha kullanılmaya başlanmamasına rağmen Agora'nın dikdörtgen şeklinde şehrin tam merkezinde olması dikkat çekicidir.
Devam ettiğinizde ortada boş bir alan, karşıda Basilica, sol tarafta çarşı alanı ve kolonlar, sağ tarafta da kurtarılmaya çalışılmış kalıntılar ve mezarlıklar vardır. Bu kolonlar, ic mekanda hem tasiyici hem de gorsel islev gosterirler. Kolon basliklarinda suslemeler bulunur. Asagidaki fotografta ic mekani goremedigimiz icin pek belli olmayabilir ama kolonlar insana asagidan yukari bakma hissi vererek tanrilara yaklasma metaforunu da gerceklestirirler.
Capraz tonozlar, kaburga tonozlara gore daha az aciklik ve yukseklik gecebiliyorlar. O zamanlarda kaburga tonoz bulunamadigindan capraz tonoz kullanilmis ve zeminin altinda bir mekan olusturmustur. Aslinda kapali olmamasina ragmen kapaliymis hissi vermistir.
11. GÜN
Agora'nın tam kapanma saatinde gittiğim için çarşı alanını gezmeye başka bir günümü ayırdım. Bu alan benim en çok etkilendiğim alandı. Şu an bu alan zeminin altında kaldığı için demir bir merdivenle aşağı iniyorsunuz. Üstünüzden Basilica'daki gibi kemerler geçiyor ve her yer birbirine bağlanıyor. Beni en çok şaşırtan başka bir özelliği de bir su sistemi yapmışlar ve o hala çalışır halde. Yürürken yanınızdan sular akıyor.
Kemerler yapilirken hic bir yapistirma malzemesi kullanilmamistir ortadaki kilit tasiyla birbirlerine yuk aktarimi yaparak ayakta dururlar. Kemerler yarim daire degil de eliptik oldugundan yine fazla aciklik cikamazlar.
12. GÜN
Agora gezimin 3. gününde araştırmama Agora'da verilen bilgileri okuyarak devam ettim. Bu bilgilerde Basilica'nın bodrum katında 4 galeri olduğu ve 55 kemerden oluştuğu yer alıyor.
Agora yeri itibariyle eğimli bir araziye kurulmuştur. Avluda önemli kişiler, günler ve anlaşmalar için dikilen basamaklı anıtlar, heykeller vardır. Basilica'nın bodrum katında da yargı işleri yürütülürdü.
Galata Kulesi
13. GÜN
Gezi stajımın 2. yeri olarak Galata Kulesini seçtim. Her zaman görmek isterdim fakat zaman ayırmıyordum. Gezi stajı, Galata Kulesini incelemem için bana bahane oldu. Kule asagidaki resimde de goruldugu gibi yigma tas ve harcla insaa edilmistir. Taslar rast gele konumlandirilmis, aralara da kucuk ve ince taslar desteklendirsin diye konulmustur.
Kapısı metalden yapılmadır.
Zemin kata girdiğinizde duvarda Osmanlı mimarisine ait motifler, tavanda da üçgen örüntü görüyoruz. Bu motifler ic mekana zenginlik ve kisilik katmistir.
Dışarıdan baktığımızda kulenin çatı kısmı noktasal yapıdadır, fakat iç kısımdan baktığımızda, çatı kubbe şeklindedir. Kubbeler Osmanli kulturunun belli basli ozelliklerindendir. Ic mekana ferahlik, korunaklilik, yukari bakma ve tanriya ulasma istegi verir.
Balkon katına geldiğimizde iç mekanda restoran, dışarısında da herkesin görmesi gereken bir Beyoğlu manzarası vardır.
Gezi stajımın 2. yeri olarak Galata Kulesini seçtim. Her zaman görmek isterdim fakat zaman ayırmıyordum. Gezi stajı, Galata Kulesini incelemem için bana bahane oldu. Kule asagidaki resimde de goruldugu gibi yigma tas ve harcla insaa edilmistir. Taslar rast gele konumlandirilmis, aralara da kucuk ve ince taslar desteklendirsin diye konulmustur.
Kapısı metalden yapılmadır.
Zemin kata girdiğinizde duvarda Osmanlı mimarisine ait motifler, tavanda da üçgen örüntü görüyoruz. Bu motifler ic mekana zenginlik ve kisilik katmistir.
Asansörle en üst kata çıktıktan sonra 2 kat da merdivenle çıkılıyor. Bir çok kez restorasyona uğramasına rağmen, merdivenler hala ahşaptan yapılmadır. Kulenin eski havasını bozmamak adına başka bir malzeme ile restore edilmemiştir.
14. GÜN
Galata Kulesinin internet sitesinden edindiğim bilgilere göre Galata Kulesi, 528 yılında Fener Kulesi adıyla inşa edildi. Sonra aldığı hasarlar sonucu 1348 yılında Cenevizliler tarafından yeniden yığma taşlarla inşa edilir. Bu sefer ismi İsa Kulesi olur. 4. Murat döneminde Hazarfen Ahmet Çelebi Galata Kulesinden tahtadan yaptığı kanatlarla 6 km uçuyor. O zamanlar çok önem taşıyan bu olay hala nesilden nesle aktarılır.
Kule, denizden 140 m yüksekte, yüksekliği 66.90 m, iç çapı 8.95 m, dış çapı 16.45 m, duvar kalınlığı 3.75 m, çatıdaki duvar kalınlığı 20 cm, ağırlığı ise 10.000 tondur.
4. kattan sonra Osmanlı çağı yapımı olduğunu gösteren mazgallar ve 5. katta top namlularının yerleştirildiği yuvalar vardır. 7. ve 8. katların her birinde 14 pencere vardır.
Suriye Pasajı
15. GÜN
1. sınıfı okurken gruplara ayrılıp belirli yerleri gezmemiz gerekiyordu. Ben Ayasofya ve Yerebatan Sarnıcı'nı gezdim. Başka arkadaşlarım da Suriye Pasajı'nı geziyordu. Lineer boşlukların çok net görüldüğü ve verdiği etkisinin çok farklı olduğunu anlattıkları için gezi stajımda 3. yer olarak burayı seçtim. Pasaja girdiğinizde merdivenle üst katlara çıkıyorsunuz. Ortada lineer bir boşluk var ve insanı aşağıdaysa yukarıya, yukarıdaysa da aşağıya bakmaya yöneltiyor.
Bu yapida aslinda dis cephe olmasi gereken kisim ic mekan olgusu yaratmistir. Karsilikli pencereler sayesinde diger binalara gore komsuculuk daha baskin hale gelmistir.
Bu yapida aslinda dis cephe olmasi gereken kisim ic mekan olgusu yaratmistir. Karsilikli pencereler sayesinde diger binalara gore komsuculuk daha baskin hale gelmistir.
St. Anthony (Antuan) Kilisesi
16. GÜN
St. Anthony kilisesi, İstiklal Caddesi'nde herkesin dikkatini çeken, görkemli bir kilisedir. Her zaman girip gezmek istediğim bu kiliseyi, gezi stajı vasıtasıyla gezdim. Kilise'nin dış cephesi gotik stilde inşa edilmiştir. Pencerelerindeki dairesellik ve patternlardan da gotik oldugunu anlayabiliriz. Gotik mimarinin devami olarak cephedeki yarim daire seklindeki kemerleri gorebiliriz. Onun ustundeki ucgen pedimentler de buna dahildir. Ayni zamanda kotu ruhlari korkutmak amaciyla da freskler konmustur.
Işıklandırmalarda gotik mimariden yararlanılmış, uzun, dar ve desenli pencereler yapılmıştır. Bu tarz pencereler gotik kiliselerde hep karşılaşılan durumlardandır. İnsana ürpertici bir his vermek amaciyla yapilmistir.
Kilisenin yan nefleri lineer biçimdedir. İnsana orada yukarı bakma hissi verir. Tavanda işlemeler ve çapraz tonozlar vardır.
St. Anthony kilisesi, İstiklal Caddesi'nde herkesin dikkatini çeken, görkemli bir kilisedir. Her zaman girip gezmek istediğim bu kiliseyi, gezi stajı vasıtasıyla gezdim. Kilise'nin dış cephesi gotik stilde inşa edilmiştir. Pencerelerindeki dairesellik ve patternlardan da gotik oldugunu anlayabiliriz. Gotik mimarinin devami olarak cephedeki yarim daire seklindeki kemerleri gorebiliriz. Onun ustundeki ucgen pedimentler de buna dahildir. Ayni zamanda kotu ruhlari korkutmak amaciyla da freskler konmustur.
Kilise'nin içine girmeden, ortada avlu görürsünüz. Dikdörtgen biçiminde olan bu alanın etrafında kilisenin ihtişamını destekleyen yapılar vardır. Pencere acikliklari cok dar ve uzundur. Yine kemerler yarim daire seklindedir.
Kiliseye girdiğinizde tam karşıda Meryem Ana'nın heykeli, üstünde de İsa'nın çarmıha geriliş sahnesinin heykeli vardır. Bu tip kiliselerde yanda transeptler olur ve kilise hac seklindedir. Giris bati tarafidir, karsisinda da aps vardir.
Kilisenin yan nefleri lineer biçimdedir. İnsana orada yukarı bakma hissi verir. Tavanda işlemeler ve çapraz tonozlar vardır.
Kolonların başlıkları süsleme içerir. Gövdesinin de farklı biçimi vardır. Bu sayede kolonlar ic mekana gosteris katar ve ayni zamanda da tasiyici durumdadir.
17. GÜN
Kiliseyi Guilio Mongeri ve Eduardo de Nari tasarlamıştır. Binanın içi latin haçı şeklindedir, yüksekliği 23 metredir. Ön cephedeki haç 26 m yüksekliktedir. Lineer biçimdeki yan neflerin uzunluğu 50 m, genişliği 9.8 m'dir.
Çeşme Kalesi
18. GÜN
Çeşme Kalesini, 2. Beyazıt döneminde mimar Mehmed bin Ahmed bin Muallim (Ahmet oğlu Mehmet) inşa etmiştir. Çeşme limanını korsan saldırılarından korumak amacıyla yapılmıştır. Kalenin girişi dahil birçok yerinde toplar vardır.
Yığma taşlardan oluşturulmuştur.
Çeşme Kalesini, 2. Beyazıt döneminde mimar Mehmed bin Ahmed bin Muallim (Ahmet oğlu Mehmet) inşa etmiştir. Çeşme limanını korsan saldırılarından korumak amacıyla yapılmıştır. Kalenin girişi dahil birçok yerinde toplar vardır.
Yığma taşlardan oluşturulmuştur.
Kalenin içindeki 2 avluyu birleştiren dar bir koridor vardır. 2 geniş boşluğun lineer bir koridorla bağlanması dikkat çekicidir. Bu koridorda bir tuvalet bulunur. Mermerden yapılma bu tuvaletin ortasında gideri vardır. Işıklandırma için konik biçimde bir açıklık bulundurur.
Topların bulunduğu tepeye çıkmak için taştan yapılma geniş merdivenler bulunur. Kapı açıklıkları kesme taşlarla inşa edilmiş kemerlerle desteklenmiştir. Kemer yarim daire seklindedir. Bize gotik akimdan etkilendigini gosterir.
19. GÜN
Çeşme Kalesinin 3 tarafında hendek ve hendek duvarı vardır. O zamanlar batı tarafında deniz olduğu için o tarafa hendek yapılmamış. Hendeklerin içinde ayrıca iç içe geçen surlar yer alır.
Batı cephesi 4, doğu cephesi ise 2 kuleyle desteklenmiştir. Kalenin kapısı güney cephesindedir ve Osmanlı mimarisinin izlerini taşır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)